Bugün artık rekabet otoritelerinin gündeminde sadece karteller, teknoloji devleri ya da birleşme devralmalar yok; aynı zamanda çalışanların ücretleri, hakları ve hareketliliği var. Bu dönüşümün önemli bir cephesi olan işgücü piyasalarında neler olduğuna yakından bakalım.
Uzun yıllar boyunca işgücü piyasaları, rekabet hukukunun “kör noktası” olarak kaldı; bu alan iş kanunları ve vergi politikaları gibi başka kamu araçlarına bırakıldı. Ancak zamanla görüldü ki, çalışan haklarının şirketler tarafından birlikte belirlenmesi ya da firmalar arası “çalışan ayartmama” anlaşmaları yalnızca sosyal adaleti değil, aynı zamanda piyasa verimliliğini de tehdit ediyor. Rekabet otoriteleri artık yalnızca mal veya hizmet satanlara değil; işgücü talep eden firmalara da odaklanıyor. Ücretlerin koordineli şekilde belirlenmesi ya da çalışan transferlerinin engellenmesi artık açıkça kartel olarak tanımlanıyor.
Üstelik bu meseleye yalnızca ekonomik bir perspektiften değil; adını koymasalar da sosyal haklar bakımından da yaklaştıkları anlaşılıyor. Özellikle inovasyonun kilit aktörü olan yetenekli işgücünün hareket özgürlüğünün sınırlanması, sistemin genel dinamizmini zayıflatıyor.
Küresel Manzara: ABD, AB ve Çin Ne Yapıyor?
2010 yılında Apple ve Google yöneticilerinin çalışan transferine sınırlama getiren yazışmaları, bu tartışmanın kıvılcımıydı. 2016’da ABD Adalet Bakanlığı (DoJ), işgücü piyasalarının rekabet hukuku kapsamında nasıl değerlendirileceğini açıklayan bir rehber yayımladı. O tarihten itibaren hemşire ajanslarından teknoloji şirketlerine kadar birçok sektörde ücret sabitleme ve çalışan devrini engelleme uygulamaları ağır yaptırımlarla karşılaştı. Hatta iki şirketin birleşmesi, işgücü piyasasına olumsuz etkileri nedeniyle engellendi.
Avrupa’da da benzer bir hareketlilik yaşanıyor. İngiltere ve Fransa’da manken ajanslarının ücret manipülasyonları tespit edildi. Hollanda’da anestezi uzmanlarına yapılan ödemelerle ilgili anlaşmalar ihlal sayıldı. Hatta AB Komisyonu, FIFA’nın bazı uygulamalarını işgücü piyasasına zarar verdiği gerekçesiyle sorguladı.
Çin ise sessiz ama sistematik bir şekilde ilerliyor. Bu alandaki müdahaleleri 2011’e kadar uzanıyor. Çin örneği, işgücü piyasasında rekabet uygulamalarının, özellikle büyük firmalarda çalışanların milli gelirden aldığı payı artırabileceğini gösteriyor.
Türkiye’de Kurul’un Genişleyen Etki Alanı
Türkiye’de ilk sinyal 2005 yılında geldi. Dizi yapımcılarına yönelik ön araştırmada, çalışan transferi ve ücret sabitleme uygulamaları gündeme geldi. 2011’de özel okullar ve kimya firmaları benzer şekilde incelendi. 2020’de konteyner taşımacılığında ücret anlaşmaları uyarı ile sonuçlandı.
Ancak 2022 yılında özel hastaneler kararıyla Kurul ilk kez idari para cezası verdi. Sağlık çalışanlarının ücretlerini birlikte belirleyen ve transferini engelleyen hastaneler cezalandırıldı. 2023 yılında çok sayıda sektörü kapsayan bir soruşturmayla, açık çalışan ayartmama ve ücret sabitleme anlaşmaları “kartel” olarak sınıflandırıldı. 2024’te özel Fransız liseleri öğretmen maaşları nedeniyle ceza aldı.
Yeni Kılavuzla Kurallar Netleşti
2024’te yayımlanan Kılavuz, işgücü piyasasındaki ihlallerin sınırlarını çizdi. Ücretlerin birlikte belirlenmesi, çalışan transferlerinin sınırlandırılması ve bu alanda bilgi değişimi artık açıkça yasak kapsamında. Ayrıca Kurul, birleşme ve devralmaların yalnızca ürün piyasasına değil, işgücü piyasasına etkisini de analiz edeceğini duyurdu.
Şirketlerin birleşmelerine ilişkin rekabet analizinde işlemin işgücü pazarındaki etkilerinin de dikkate alınması dünyada popülerlik kazanan bir konu. Eğer bir birleşme sonucunda, çalışanların alternatif iş olanakları azalıyor ve pazarlık güçleri zayıflıyorsa, bu da rekabet ihlali sayılabilir. Yani artık bir birleşme, yalnızca ürün fiyatlarını değil, maaş seviyelerini de etkileyebilecek bir rekabet sorunu olarak görülüyor.
Özellikle dijital sektörde sıkça karşılaşılan “acquihire” yani yetenek satın alımı türü birleşmelerde, belirli uzmanlıkların tek bir şirkette toplanması, işgücü piyasasında rekabeti azaltabiliyor. Bu da Kurumların birleşme kontrolünde yeni tür analizler yapmalarını zorunlu kılıyor.
Şimdi Sıra İş Dünyasının Tepkisinde
Rekabet kurumları işgücü piyasasında gümbür gümbür ilerliyor. Bu müdahaleler, çalışanlar açısından olumlu görünse de, işletmeler için beklenmedik maliyetler ve belirsizlikler yaratabiliyor. Şimdi sırada, bu yeni denetim alanlarına karşı iş dünyasının yükselen seslerine kulak vermek var.